• Gurudwara

    5 Altına 5 Elma

    Kralın biri taht odasında otururken, pencereden sesler gelmiş; ”Güzel elmalarım vaaaaaar!” Bakmış, yaşlı birisi, at arabasında elma satıyor. Etrafında müşteriler. Kralın canı çekmiş ve baş vezirini çağırmış; -Al sana beş altın, koş bana elma al. Baş vezir, vezirlerden birisini çağırmış; -Al sana dört altın, koş elma al. Vezir saray görevlilerinden birisini çağırmış; -Al sana üç altın, koş elma al. Saray görevlisi muhafız komutanını çağırmış; -Al sana iki altın, koş elma al. Komutan nöbetçiyi çağırmış; -Al sana bir altın, koş elma al. Nöbetçi çıkmış yaşlı ihtiyarı yakasından tutmuş ve -Hey sen, ne bağırıyorsun? Burası han mı, yoksa saray mı? Defol buradan. Arabana da elmalara da el koyuyorum. Nöbetçi, muhafız komutanına dönmüş;…

  • Gurudwara

    Kirpi

    Kocaman yemyeşil bir ormanda bir kirpi yaşarmış. Adı da Kurpi’ymiş. Kurpi birine sarılmayı çok istermiş ama biliyorsunuz ki kirpilerin dikenleri vardır. Dikenleri yüzünden hiç kimse, kendi annesi bile ona sarılmazmış. Bir gün annesine seslenmiş “Anne dışarda biraz dolaşabilir miyim?”. Kurpi’nin annesi “ Tabi ki tatlı kuzum benim.” demiş. “Arabalara çok dikkat et. Seni çok seviyorum.” diye eklemiş. Kurpi annesinin ne kadar sevgi dolu olduğunu, sarılamasa da annesinin onu nasıl da çok sevdiğini düşünmüş. “Ben de seni çok seviyorum annecim.” derken içi mutlulukla dolmuş. Güzel bir yaz günüymüş. Kahvaltıdan hemen sonra çıktığı için hava hala çok sıcak değilmiş. Mutlulukla gezinmeye başlamış Kurpi. Bir gölün başına gelmiş. Biraz su içmek için eğilmiş.…

  • Gurudwara

    Yengeç Sendromu

    Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür. Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Yengeçlerin kaçabileceğini düşündüğünden bu durum onu şaşırtır. Balıkçıya sorduğunda; “Evet tek bir yengeç olsaydı kovadan rahatlıkla çıkabilirken, yengeç sayısı artınca sepetten çıkmak isteyen yengeçler diğer yengeçler tarafından aşağıya çekilir böylece sepetten hiçbir yengeç çıkamaz. İki ve daha fazla yengeci sepete atan kişi onların dışarı çıkamayacağını bilir. Bu yüzden yengeç kovalarının kapağı yoktur.” der. Neden ülkece yükselen her değeri / kişiyi aşağıya çekmeye çalışıyoruz? Bunun bize ne gibi bir faydası var? Hiç tanımadığımız hayatların ne bedeller ödeyerek attıkları adımları, tırmandıkları merdivenleri bilmeden bu düşmanlık niye? Hepimizin, eksiksiz hepimizin, bu konuda durup düşünmesi gerekir. İnsan…

  • Gurudwara

    Ben Salim Oldum!..

    Ruh sinir hastalıklar hastahanesi penceresinden her gün dikkatle dışarıya bakan bir deli, bir şey görüp fazlasıyla heyecanlanırmış. Fakat bu heyecanın sebebini kimse anlamaz, yine krizi tuttu sanırlarmış. Bir gün delinin odasına yemek getiren hizmetli odada başka birinin olduğunu görünce öyle şaşırmış ki. -“Ben Baki oldum… Ben Baki oldum” – diyede bağırıyormuş üstelik. Her haliyle deli olduğunu anladığı adam yemek tabldotunu alıp hemen heyecanla yemeğe başlayınca, hizmetli koşup doktorlara haber vermiş… Tanımadıkları bu adamı apar topar tımarhanenin avlusunun dışına atıp, diğer deliyi aramaya başlamışlar. Avlunun az yakınında biryerde saçları sarıya boyanmış bir şekilde buldukları deli, -“Ben Salim oldum… Ben Salim oldum” diye bağırıyormuş. Deliyi alıp tımarhanedeki odasına götürmüşler. Fakat ertesi gün…

  • Gurudwara

    Bereket

    Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış. Büyüğü Halil. Küçüğü ise İbrahim… Halil, evli çocuklu. İbrahim ise bekârmış… Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin. Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş. Bununla geçinip giderlermiş… Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı. ikiye ayırmışlar. İş kalmış taşımaya. Halil, bir teklif yapmış : İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle. Peki, abi demiş İbrahim. Ve Halil gitmiş çuval getirmeye. O gidince, düşünmüş İbrahim: Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine. Böyle demiş ve kendi payından bir miktar atmış onunkine… Az sonra Halil çıkagelmiş. Haydi İbrahim. demiş, önce sen doldur da taşı ambara. Peki abi. İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup…

  • Gurudwara

    Ciğer Pare

    Neyzen Tevfik, ciğercinin önünden geçerken, parası olmadığı halde içeri dalar ve iki porsiyon ciğeri götürür, sonra garsonu çağırarak parasının olmadığını, sonra vereceğini söyler. Şef garson kabul etmez. “Ya parayı verirsiniz ya da bu gün bulaşıkları siz yıkarsınız” der. Neyzen : “Öyleyse arka sokakta bir dostum var, bir pusula yazayım ona götürün parasını o verir” der. Şef garson : “Tamam ben giderim” Arka sokağa giden şef garson : “Efendim, bu pusulayı size Neyzen Bey gönderdiler” der. Neyzenin dostu, pusulayı okuyunca tebessüm eder ve kaç porsiyon ciğer yediğini sorar. Garson : “İki porsiyon efendim” der. Dost : Üç porsiyon parası vererek “Bir porsiyon daha yesin” der. Şef garson meraklanmıştır, “Efendim para önemli…

  • Osho

    Yakınlık

    Yakınlık başka bir boyuttur. Diğerinin senin içine girmesine izin vermektir, seni senin gördüğün gibi görmesine izin vermek; diğerinin seni senin içinden görmesine izin vermek, bir insanı varlığının en derin noktasına davet etmek. Modern dünyada yakınlık giderek kayboluyor. Sevgililer bile yakın değil. Dostluk sadece bir kelime artık, giderek kayboluyor. Neden? Çünkü paylaşacak bir şey yok. İçindeki yoksulluğu kim göstermek ister? İnsanlar rol yapma derdinde: “Ben varlıklıyım, ben oraya ulaştım, ne yaptığımı biliyorum, nereye gittiğimi biliyorum.” Eğer sen yakın olmaya hazırsan, karşındakinin yakın olmasına da yol açabilirsin. Senin açıklığın, onun açık olmasını kolaylaştırır. Senin içtenliğin, onun içtenliğine, masumluğuna, güvenine, sevgisine, açıklığına izin verir. Sen olmasan, bu evrenin şiirinde, güzelliğinde bir şeyler eksik…

  • Felsefe

    Fare Kapanı

    Duvardaki çatlaktan bakan fare, çiftlik sahibi ile karısının bir paket açtıklarını gördü. “İçinde yiyecek mi var?” derken, bir baktı ki fare kapanı!!. Hemen bahçeye koşup, alarmı verdi: Evde kapan var! Evde kapan var!’ Tavuk gıdaklayıp, kafayı kaldırdı ve ‘Bay fare, bu sizin için ciddi bir sorun olsa da, beni ilgilendiren bir tarafı yok ne yazık ki!’ . Fare dönüp bu sefer koyuna, “Evde kapan var, evde kapan var” dedi. Koyun konuyla ilgilendi ama, kendi hesabına ‘Üzgünüm bay fare, vah vah emin ol senin için dua edeceğim” dedi. Fare bu kez öküze yöneldi: “Evde kapan var! Evde kapan var!” diye bağırdı nefes nefese. Öküz: ‘Wow, Bay Fare, Senin için üzüldüm, ama…

  • Hayat

    Gurudwara Commune Önerisi 2,3,4,5

    Dünyanın En güzel Ekoköyleri Her geçen gün bir yenisi eklenen rezidanslar, trafikte geçirilen daha uzun saatler, daha az yeşil, daha az toprak, daha az nefes ve hepsinin karşılığı da daha çok beton! Tüm bu Metropol hayatı birçoğumuz için zaman zaman çekilmez hale gelebiliyor. Zihnimizden ve ağzımızdan şu sözcükler artık daha sık dökülüyor: Kaçalım bu şehirden! Bu cümleyi kuruyor ve devam ediyoruz artık neredeyse bir döngü haline gelmiş metropol yaşantımıza. Ancak bu cümleyi kurup gerçekten kaçmayı başarabilmiş örneklerin sayısı da azımsanmayacak kadar çok ve bu sayı gün geçtikçe de artıyor. Ekoköy oluşumlarının bu kaçışın en organize hali olduğunu söyleyebiliriz. Şehir hayatından bıkıp yeniden kıra dönen veya zaten kırda yaşamakta olan bireylerin…

  • Hayat

    Gurudwara Commune Önerisi 1, Başka önerisi olan:))

    Dünyanın Tek ‘Komünist Köyü’ “Euro krizi” nedeniyle işsizliğin ve yoksulluğun en çok etkilediği Avrupa ülkelerinden biri olan İspanya’da, bir köy bütün bunlardan etkilenmeden yaşamını sürdürmeye devam ediyor. Her şeyin taban demokrasisi ve komün ilkeleriyle idare edildiği köy “yeni bir ütopya”ya yolculuğun adresi gibi. Akdeniz kıyısındaki Endülüs Bölgesi’nin Sevilla kentine bağlı Marinaleda köyündeki komünün kurulması 1980’e kadar uzanıyor. Franco faşizmin yıkılmasından sonra yapılan ilk serbest seçimleri köyde Kolektif İşçiler Birliği- Endülüs Sol Cephesi (CUT-BAI) kazanıyor. Madrid’de yaşayan bir aristokrata ait topraklarda gündelikçi olarak çalışan Marinaleda’lı köylüler, “Tarlalarda kim çalışıyorsa, tarlalar onundur” diyerek, kamulaştırılması için eylemler yapmaya başlamışlar. Başlarında ise öğretmenlikten gelen ve halen köyün belediye başkanı olan Juan Manuel Sánchez Gordillo…

Araç çubuğuna atla