• Gurudwara

    Korku

    Bir Hint masalına göre, kediden korktuğu için devamlı endişe içinde yasayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya baslar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, “Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.” Ünlü yazar Shakspeare, günümüz yaşamına çevrildiğinde sanki bu masalı biliyormuş ve de özetlemek istiyormuş gibi bu konuda söyle demiş : “İnsanların çoğu; Sevmekten…

  • Gurudwara

    Kirpi

    Kocaman yemyeşil bir ormanda bir kirpi yaşarmış. Adı da Kurpi’ymiş. Kurpi birine sarılmayı çok istermiş ama biliyorsunuz ki kirpilerin dikenleri vardır. Dikenleri yüzünden hiç kimse, kendi annesi bile ona sarılmazmış. Bir gün annesine seslenmiş “Anne dışarda biraz dolaşabilir miyim?”. Kurpi’nin annesi “ Tabi ki tatlı kuzum benim.” demiş. “Arabalara çok dikkat et. Seni çok seviyorum.” diye eklemiş. Kurpi annesinin ne kadar sevgi dolu olduğunu, sarılamasa da annesinin onu nasıl da çok sevdiğini düşünmüş. “Ben de seni çok seviyorum annecim.” derken içi mutlulukla dolmuş. Güzel bir yaz günüymüş. Kahvaltıdan hemen sonra çıktığı için hava hala çok sıcak değilmiş. Mutlulukla gezinmeye başlamış Kurpi. Bir gölün başına gelmiş. Biraz su içmek için eğilmiş.…

  • Gurudwara

    Sedef Çiçeği

    Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu. Hâkim tok sesiyle, yaşlı kadına: “Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?” Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra başörtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı. “Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan…” Sonra uzunca bir sessizlik hâkim oldu, mahkeme salonunda… Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu. Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci takip ediyordu davayı… Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu. Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti: “Bizim bir sedef çiçeği vardı çok sevdiğim……

  • Gurudwara

    Martı

    Martı kitabı konusu nedeni ile okunması için en fazla tavsiye edilen kitapların başında gelir. Oldukça motive edici ve insanın isteğinde her şeyi başarabileceğini bir martı vasıtası ile anlatan bir eserdir. Kitabın ana karakteri bir martı olan Jonathan Livingston ya da kısaca Jon’dur. Diğer tüm martılar sadece karınlarını doyurmak için uğraş verirken Jonathan hayata çok farklı bakar. Uçmayı çok sever ve her seferinde limitlerini zorlamaya uğraşır. Her zaman daha fazlasını başarabileceğini bilir ve buna içten inanır. Başarısız olduğunda da bile denemekten vazgeçmez ve sonunda akrobatik uçabilen tek martı olmuştur. Dahası diğer martıların aksine geceleri de uçabilmektedir. Jonathan uçmanın sınırsızlığını keşfettikten sonra kendisi gibi olan martılar ile tanışır. Artık kendisi bambaşka birisidir.…

  • Gurudwara

    Baban Gelirse Beni Hemen Çağır Ha!..

    Balıkesir’de Ali Sururi İlkokulu karşısındaki boşlukta, eski ayakkabı tamircisi, kır, pala bıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet (Alkalp) dede vardı. Bir akşamüstü konu Çanakkale’ye gelince ağlamaya başladı. Ve devam etti: “Rahmetli babam, Hafız Ali Çanakkale’de kaldığında, anamın karnında yedi aylıkmışım. Onu hiç tanımadım. Bir fotoğrafı bile yoktu. O günler çok zor günlerdi. Seferberliğin sıkıntıları, kuvayı milliye zamanı, işgal yılları, kurtuluş, yokluk, sıkıntı… Çocukluğumuz hep ekmek peşinde, sıkıntıyla geçti. Ama anam, benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta, her nereye giderse yanıma gelir ve: – Oğlum ben pazara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha!.. – Ben teyzenlere gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha!.. – Ben komşulara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen…

  • Gurudwara

    Yol’a ve Yol’un gücüne Dair – Lao Tzu: Tao Te Ching / Ursula K. Le Guin

    Tao Te Ching’in hâlâ bu kadar etkileyici olmasının bir nedeni de güncelliği sanıyorum. Dünya her dönem benzer dertlerle cebelleşmiş sanki öyle bir his doğuruyor Lao Tzu öğretisi. Le Guin’in de kitapta, “kaç yüzyıl önce yazılmıştı bu kitap? Bu bölüm şimdiki zamanda yazılsaymış da olurmuş” gibi yorumlarına rastlıyoruz. Saraylar ihtişamla dolu tarlalar ayrık otlarıyla ambarlar hiçbir şeyle. Takıp takıştıran süslü insanlar, silah taşıyan, çok içip, çok yiyenler, çok şeyleri, çok paraları olanlar: Utanmaz hırsızlardır. Şüphesiz yol değildir onların yolu. “İçgörü” adlı metnin bir kısmından yaptığım alıntı ne kadar uzağımızda gerçekten. Le Guin’in kısaca yorumladığı gibi: “Kapitalizm de böyle işte!” Bir yanda açlıktan ölüm tehlikesi ile yaşayanlar, diğer yanda her yıl fazla…

  • Gurudwara

    Ağrı Dağı

    Hikaye bu ya; Ağrı Dağı’nın bulunduğu yer bir zamanlar ova imiş. Burada yaşayan bir köylünün iki kızı varmış. Bir gün bu iki kardeş odun toplamaya gitmişler. Yeterince odun topladıktan sonra, abla odun dengini küçük kardeşin sırtına yüklemiş ve yola koyulmuşlar. Biraz gidince yorulan ve beli ağrıyan küçük kız ablasına; – Belim çok ağrıdı abla, ne olur biraz da sen taşı diye seslenmiş. Ablası kulak asmamış. Biraz daha gitmişler, küçük kız yine ablasına seslenmiş, ablası hiç oralı olmamış. Küçük kız sonunda dayanamamış: – Abla abla, demiş. Senin gibi ablam olacağına olmaz olsun. Dağ olasın, taş olasın, uzun uzun kış olasın belimdeki ağrı adın, seller yağmurlar muradın olsun diye beddua etmiş. Ablası…

  • Gurudwara

    Kısalt

    Büyük bir japon bilgesi, çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir… Adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der: – Beni öğrencin olarak kabul et. Bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der: – Kısalt! Adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki: – Git, bir sene sonra tekrar gel. Bir yıl geçer. bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki: – Kısalt! Adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır. Bilge, gene kabul etmez ve der ki: – Git, gelecek sene gene gel. Gelecek yıl olur. bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister. Bu kez, adam der ki: – Bilmiyorum. ve Bilge’den…

  • Gurudwara

    Sır

    Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı. Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi: “Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.” Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu! Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın. “Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp: “Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım. Ama usta sadece gülümsedi ve;…

  • Gurudwara

    Tanımak

    Günlerden bir gün, Buddha bir ağacın altında öğrencileriyle oturmaktadır. Bir adam gelir ve yüzüne tükürür. Buddha yüzünü siler ve adama sorar, “Başka? Başka ne söylemek istiyorsun?” Adam şaşırır, çünkü bir insanın yüzüne tükürülünce “Başka?” diye sormasını beklememiştir. Böyle bir deneyimi yoktur. Daha önce insanları hep aşağılamıştır ve onlar da kızarak tepki vermiştir. Ya da korkudan gülümsemiş ve adama yaranmaya çalışmışlardır. Ama Buddha ikisini de yapmamış, ne öfkelenmiş, ne de korkmuştur. Sadece düz bir şekilde “Başka?” diye sormuştur. Tepki vermemiştir. Ama Buddha’nın öğrencileri öfkelenir, tepki verir. En yakın öğrencisi Ananda der ki: “Bu çok fazla, buna tahammül edemeyiz. Sen öğretine devam et, biz de şu adama bunu yapamayacağını gösterelim. Cezalandırılması gerekiyor.…

Araç çubuğuna atla