
Hızır’a Hazır Olmak
Vaktiyle saf biri Hızır’ı görme derdine düşmüş. Demişler ki, şu çölü aş, şu şehre ulaş; Hızır da oralardadır!
Bizimki çölü geçip bitkin halde şehrin pazar yerine varmış. Karşısına çıkan bir adam onun perişan haline bakıp;
“Hayırdır” demiş, “nereden gelir, nereye gidersin?”
“Hızır’ı arıyorum” cevabını alınca da,
“İyi de, görünce Hızır’ı tanıyabilecek misin?” diye sormuş.
Bizim saf “Vallahi o hiç aklıma gelmedi” demiş.
“Üzülme, ben sana tarif edeyim” demiş adam gülümseyerek;
“Hızır benim gibi kara kuru bir ihtiyardır.” Sonra birbirlerinin aksi yönde yürüyüp gitmişler.
Bizimkinin aklı başına gelip Hızır’la karşılaştığını anladığında… Çok geçmiş artık, çok!
***
Sanırım bütün mesele HIZIR’A HAZIR OLMAKTA…
Çünkü istemek, dilemek yetmez. Hızır’a hazır olmak gerekir! Hazır değilsen eğer, burnunun dibine gelse, fark etmezsin!
Karşılaşsan, tanımazsın!
Baksan, görmezsin!
Öyle işte…

