Gurudwara

Yakın – Yakîn

‘Yakın’ olmak için ne yaparsın?

-Yakınlığa ne engel oluyorsa onu aradan çıkartırım.

Mesela; mahalleye yeni komşu taşındı, tanımıyorsun,

Ne yaparsın ?

-Tanışırım.

Nasıl?

-Gün ikindiyi bulduysa çayın yanına en güzel yaptığım keki yapar götürüm yorgunluklarını alsın diye. Ya da en iyi yaptığım yemeği götürürüm akşam olduysa. Onca yorgunlukla bir de yemek yapmakla uğraşmasınlar diye. Yeni dostları var bilsinler diye, halden anladığımızı görsünler diye.

Niye ?

-Yakın dayım, ‘uzaktan hısım gelinceye kadar, yakından komşu koşar yetişirmiş’ diye öğrendiğim için.

Yani?

-Aradan mesafeyi kaldırırım.

Yani?

-Duvar varsa duvarı aşarım, hendek varsa hendekten atlarım.

Yani?

-Aslında iki bina/ iki insan arasındaki engeli aşarken, iki kalp arasındaki engeli de aşarım.

Nedir o?

-Ego

Yani?

-Yanisi; yakınlığa engel olan  egodur, nefstir. Onu aradan çıkartmak için ona göre en değerli olan şeylerimi, nefsimi terbiye, egomu kurban eder, onları aradan çıkartırım.

Sonra?

-Eh aradaki engel kalkınca; ayrılık biter, bir oluruz, yakin oluruz.

Bu güzel bir akıl yürütme.

-Gerekende bu değil mi?

Kesinlikle.

Peki sadece komşuyla mı işler?

-Yok, tüm öğrencilerle de.

Öğretmenle?

-Öğretmenle de.

Abovv şimdi anladım mevzuyu. Bende, konuşmanın başından beri lafı nereye getirceksiniz diye düşünüp duruyordum. Her sorunuzda zihnim motor gibi çalışıyordu ‘aslında ne öğrenmek istiyorsunuz’ diye

Eeee?

Sonra soru değişti ‘neyi öğrenmemi istiyorsunuz diye” 🙁

Eeee?

Sonra ‘neyi hatırlamamı istiyorsunuz?’a döndü zihnimdeki soru

Hatırladın mı?

Evet

Eeee?

-Bir derste; ”İbadetlerin zahiriyle bâtını arasında, ibadet edenlerce de kapatılamayacak genişçe bir mesafe vardır. Zahiriyle batını arasında, yani kendisiyle maksadı arasında…

Hakikatle mecaz, zahirle batın, ahkâmla esrar arasındaki mesafe kapanmadığı gibi, hakikat mecazın, zahir batının, ahkâm esrarın önünde bir perde teşkil eder. Çoğu kez.

Eldeki fener, aydınlatmak yerine karartmaya başlar.”diye aktarmıştınız Dücane Cündioğlu’nun bir yazısından.

Evet öyle demiştik de, ilgisi ne?

-Bayram ya, Kurb, kurban, yakınlık, yakîn*?

Eyvallah…

* Sözlükte “sabit olmak, durulmak, sükünete kavuşmak” anlamındaki yakn kökünden türeyen yakîn, terim olarak “doğruluğunda şüphe bulunmayan, vakıaya uygun bilgi, sabit ve kesin inanış, kanaat, şüphe ve tereddütten sonra ulaşılan kesinlik” anlamına gelir.

Araç çubuğuna atla